Dr. Nazaraliev yöntemi alkolizm, uyuşturucu bağımlılığı ve psikolojik bozukluk tedavisinde özel yaklaşıma dayanmaktadır. Tedavi kavramı, hastalığın tam kaldırılmasını sağlayan zor, bilime dayalı ilaç ve ilaç dışı yöntemlerin bütünlüğünde uygulanmaktadır.
NSM’de tedavi olmanın bir ayırt edici özelliği vardır. Hasta, hastaneye kendisine yakın biri ile yatırılır. Tedavi sırasında refakatçi, sadece kendi sorunlarıyla paralel olarak psiko-düzeltme yaparken, aynı zamanda hasta ile ilgili psikoterapi dersini de geçiyor. MCN aile içi ilişki düzeltmesi, hastalıkla ilgili görüşlerin değiştirilmesi ve hastane sonrası desteğini elde etmeyi sunuyor.
Böylece Dr. Nazaraliev yöntemi, doktor, hasta, refakatçiden oluşan üçlü psikoterapi birliğini meydana getirmektedir. Madde bağımlılığı tedavisinde yıllık remisyon oranı yüzde 83 ise, alkol tedavisinde yüzde 92’dir.
Psikofarmakolojik tedavi, psikiyatrik ve narkolojik uygulamada yaygın olarak bulunan nöroleptik, antidepresan, sakinleştirici, immunomodülatörler ve diğer ilaçların kullanımını içerir. Bunun dışında infüzyon ve restoratif tedavi gerçekleştirilir.
Merkezi Kolinolitik Blokajı (MKB), afyon yoksunluğu sendromunun kesilmesinde başlıca yöntemdir. Daha geniş anlamında psikofiziksel bağımlılığın kaldırılmasında farmakoterapötik ana yöntem sayılır.
MKB’nın esası, atropinin düşük dozunu yürütmektedir (atropin-deliryum tedavisi). Atropin etkisiyle hasta, bir kaç saat uykuya batırılır. Bu nedenle de daha sonraki tedavinin etkinliğini arttıracak psikolojik açıdan daha esnek hale gelir.
Bu işlem aynı zamanda, birkaç seans (2-6) üzerinden nörotik belirtilerin tezahürünü kaldırmak ve hastayı psikolojik bozuklukların tedavisinde baskıcı durumundan çıkarmaya meydan verir.
Merkez’de 100 binden fazla MKB oturumları yürütüldü. Doz kesinlikle ayrı seçilir. Hastaların uyku sırasında davranışı anestezist- resüsitatör tarafından bir kaç saat izlenir. Prosedür yoğun bakım ünitesinde yapılır. Hastaların vücut ve ruhu üzerindeki yöntemin hiçbir olumsuz etkisi olmadığı merkez duvarlarında yapılmış 25 yıllık MKB uygulama sonucunda ortaya konmuştur.
Birinci aşamada, uyuştrucu maddenin ani kesilmesinden sonra hızlı ve acısız şekilde hastayı fiziksel acıdan (yoksunluk sendromu) kurtarmak, fiziksel bağımlılığı ortadan kaldırmak, ilaca karşı konulmaz bir cazibe durdurmak, vücudu toksin ve bozunma ürünlerden temizlemek, sağlık durumunu dengelemek, hastanın zihinsel yeterliliğine derhal sağlamaya çalışmak.
Amaca uygun olarak hastalar, ilk aşamada oksijen eksikliği dolduran plazmaferez ve hiperbarik oksijenasyondan geçiyorlar. Ayrıca transkranial elektrik stimülasyonu, akupunktur, terapötik masaj, manuel, lazer, vitamin ve bağışıklık tedavi yapılıyor. Hastalar, fizyojen detoksifikasyonun dışında saunada terleme ve beyaz kil kullanımıyla çamur tedavisi geçiyorlar. Tüm bunlar nevrotik belirti tezahürü rahatlatır, hastanın fiziksel sağlığını güçlendirir ve metabolizmayı normalleştirir.
"MindCrafting", psikoterapide yeni bir terimdir (İngilizce mind – zihin, akıl, ruh; craft – beceri, sanat demektir). Kelimenin tam anlamıyla, kişisel gelişim yararına ‘kendi bilincini etkileme sanatıdır’. Programın amacı, hastalara bilinç bütünlüğüyle psikolojik istikrar kazandırmak, ruh gücünü artırarak ruh sağlığını sağlamlaştırmaktır. Onlara özgüven kazandırarak yeteneklerini yeniden keşfettirmek, kendini geliştirmeye yeni ufuklar açarak kendi kendini yetiştirme tekniklerini öğretir. "MindCrafting" programı, temelinde Doğulu ve Batılı içebakış teknikleri ve uygulamaları, vecitle meditasyonu içeren yedi teknikten oluşur.
"MindCrafting" programı Issık-Göl’ün güney kıyısında bulunan “Ak-Tengir” Yurt Kampında (Kırgızcada parlak alan anlamına gelir) düzenlenir. Burası maden suyu kaynakları ve şifalı çamurla aynı şekilde şifalı bitkileri bakımından zengindir. Suyu tertemiz ve şeffaf olan Issık-Göl, aynı zamanda güneşli günlerin çok olduğu bölge olarak bilinir. Bin yıllık dağlarla çevrili “Ak-Tengir” Yurt Kampı insanı ruhen ve bedenen sağlam tutacak gerekli her şeye sahiptir. Hastaların Yurt kampı alanlarında göçebelerin taşınabilir keçe yurtlarında kalmaları psikolojik rahatlıkla doğa ile birlik hissi yaratır. Bununla beraber, Ak-Tengir’deki keçe yurtların birinde yerleşmiş hamam, toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar.
Hem de kliniğimizde bireysel ve grup psikoterapisi, Hellinger Aile dizimi Terapisi, insanlararası ilişki analizi, vücut odaklı terapi, sanat terapisi uygulanır. Bunun dışında kişisel gelişim grupları yürütülür. Labirent, "MindCrafting" programına dahil olmayan yenilikçi psikoteknoloji sayılır. Bu program, travmatik deneyimlerle anılar odaklı çalışmalara yöneliktir. Hastalar psiko-fiziksel rahatlama amacıyla Kırgızistan’ın turistik ve mukaddes yerleri geziyorlar.
Nefes tekniği duyguları yatıştırarak zihin dinginliğini yeniden kazandırır, uykusuzluğu aşmak, kendi hayatını ve problemlerini yeniden düşünmenin yanı sıra benlik bütünlüğünün yeniden kazanılmasını sağlar. Kozmik bilinç kürelerine dalma uygulamasından sonra insanın hayata bakış açısı değişerek, manevi değerlerin yeniden değerlendirilmesi görülür.
İnsan, inanılmaz bir duygusal gelişim yaşayarak burada ve şimdi mutlu olmaya başlar. Daha önceden içinde gizlenmiş olan yaratıcı benliği ortaya çıkarak yanal düşünme becerileri gelişmeye başlar.
Bu teknik uygulaması insan bilincini genişletir. Yaratıcılıkla ilgili, sosyal ya da ruhsal bakımdan ortaya çıkan herhangi bir sorunlara değişik çözümler bulma yeteneği kazandırır. Netice itibariyle, hayata olumlu bakarak olaylara olumlu yaklaşmaya başlar.
Meditasyon, insanın acı ve rahatsızlık veren duygulardan kurtularak iyileşme yoluna giren değişik bilinç durumuna girmesini, uyuma ve dengeye ulaşmasını sağlar. Sri Aurobindo meditasyon tekniği tüm şeylerin birlik bilincine erişmesine ve yaşamı tüm çeşitliliğinde pozitif bir şekilde algılamasına yol açar. Ruhsal enerjinin etkinleşmesiyle basmakalıp düşünceler dışında düşünmeye başlar.
Meditasyondan sonra insan inanılmaz bir güç ile enerji, sakinlik ve güven dolu içsel beni hissetmeye başlar. Bu gibi bilinç eğitimi yöntemi, kendi duygularını ve düşüncelerini kontrol etmeyi öğretir. Bunların yanı sıra istikrarlı bir denge kazandırır, dışsal stres verici faktörlere etkin bir şekilde karşı koymasını sağlar.
Sema, Mevlevi dervişlerinin ney, nısfiye vb. çalgılar eşliğinde, kollarını iki yana açıp dönerek yapmakta olduğu ayindir. Sema yapan dervişlere ise semazen denir. Mevlevilik, 13. yüzyılda yaşamış İranlı şair ve mutasavvıf Mevlana Celaleddin Rumi’nin oluşturduğu tasavvufî düşünceleri ve ölümünün ardından gelişen tarikattır. Sema olarak da bilinmektedir. Semazen, güçlü bir enerji oluşturarak ritmik dönme hareketleri taklit eder. Belirli bir düzen ve ahenkle sema ederek insan, tıpkı evrende belirli bir ahenk ve düzende dönen güneş, gezegenler ve elektronlar gibi eşsiz heyecan yaşar.
İnsan, her çark atışta şeffaflaşarak, bir nur sütunu halinde Hakk’a yücelir. Sema’daki dönme hareketi insana dünya ile kendisi arasındaki karşılıklı ilişkiyi hissettirerek görülmez merdivenlerle semâlara yükseltir. Hissedilmedik bir duyguların eşliğinde olağanüstü bir yolculuk yapar. Bu uygulama hastaya dayanıklılık, güven, kararlılık ve cesaret gibi nitelikler kazandırır.
Aum olarak yazılan ve Om olarak okunan bu hece, vücut uyumunu sağlayan bir semboldür. Aum tüm bedeni etkileyici bir özellik taşır. İç organlarımızın düzenli ve uyumlu çalışmasını kontrol ederek çevremizdeki dünyaya ve Evrenin titreşimlerine uyum sağlayıcı bir etki yaratır. Çünkü Dünya bir Evren parçası ve de bu Dünyada yaşayanlar, Evren Parçasıdır.
Aum uygulaması, sayısız şifa getirdiği görülen ve herkesin uygulayabildiği meditasyon tekniğidir. Aum mantrasıyla meditasyon yapma, hem fiziksel, hem ruhsal hem de zihinsel sağlığı olumlu yönde etkiler. Aum uygulaması kan basıncını düşürerek vücuttaki tüm hücrelerin ve organların verimliliğini arttırır. Aynı şekilde zihni gençleştirerek dikkat, konsantrasyon ve öğrenme yeteneği geliştirir, hafızanın güçlenmesine katkı sağlar. Pozitif bakış açısını geliştirerek stres, endişe, kaygılar ve travmalar azaltır.
Stres, hareketsiz yaşam tarzıyla faaliyet eksikliği, kan dolaşım düzenini bozarak bedende serbest enerji akışını engelleyen hem dışsal hem de içsel tıkanıklıkların oluşmasına neden olur. Şavasana (Gevşeme) uygulaması bu tıkanıklıkları geri çekerek zihni ve sinir sistemini rahatlatır. Baş ağrısı, astım, yüksek ya da düşük tansiyon, sinir bozukluluğu ile depresyon gibi durumlarda yüksek terapötik sonuçların elde edilmesinde yardımcı olur.
20 dakikalık 1 savasana oturumu 3 saatlik uyku zamanına eşdeğerdir. Düzenli bir şekilde uygulanan Şavasana uygulaması sinir sistemini güçlendirir, duyguları kontrol etmede yardımcı olur. Dış uyaranlara tepki göstermeden alkol ve madde bağımlılığına karşı daha etkili bir mücadelenin yürütülmesini sağlar.
Modern ve özel Lapidopsikoterapi uygulaması, iç huzuru elde etmeye yönelik ritüeli içerir. Kökleri eski gelenek ve göreneklere dayanan bir psikoteknolojidir.
Dağ taşı, günümüzden binlerce yıl öncesine ait bilgileri korur. İnsan, taşı elinde tutarak kendini geçmişe yolculuk eder gibi hisseder. Bin yıllık hafızaya sahip taşa insan kendinde birikmiş olan tüm negatif enerjiyle sarsıcı problemleri aktarır.
Ruhsal olarak insan yükünü ifade eden taşı Kurtuluş Ritüeli’ni gerçekleştirirken Taştar Ata Kurtuluş Dağı’ndan aşağıya atılır.
Suskunluk içsel duyguları uyararak düşünce sürecini harekete geçirir. Duygusal çatışmaları çözümlemeye, kendi hayatının sorumluluğunu alarak geçmişteki travmaları çözmenin bir çok seçeneğin olduğunu anlamaya yardımcı olur. Aynı şekilde bu psikoteknoloji insanın kendi düşünce ve duygularını kontrol etmesini sağlar. Bilinci temizleyerek içsel Ben ile bağlantı kurar.
Suskunluk eğitim yöntemi, hastaların bağımlılığın üstesinden gelmelerinde en önemli unsurlardan biri sayılır. Bu seans özellikle hastanın kendini derinden tanıması, kendi kendine psikanaliz yapması, eleştirel düşünmesi ve içebakışla kişiliğin dönüşerek geçmişi üzerine odaklanmasına neden olur. Bu noktada Benlik kavramı gelişerek Ben Güçlüyüm inancı sağlamlaşır.
Stres-Enerji Psikoterapisi, elemanter psikoterapinin modernleştirilmiş biçimidir. Tedavi sürecinde zamanlama çok önemlidir. Akut yoksunluk sendromunun ortadan kaldırılması ve sağlığı genel olarak iyileştirici "MindCrafting" rehabilitasyon programı sonrasında (tedavi sürecinin yaklaşık dördüncü haftasında), hastalarımız özel tıbbi ve psikoterapi yöntemleri vasıtasıyla 20-35 dakikalık transpersonal-kişilik ötesi tecrübeyi gerçekleştirirler.
SEPT, Nörolinguistik Programlama (NLP) ve Hipnoterapi’nin unsurlarıyla yürtülür. Psikoterapist amaçlı bir şekilde üç gün boyunca hastanın beklenti ve endişe durumunu şekillendirir. Gerilimin zirveye ulaştığı prosedürümüzün üçüncü gününde, özel donanımlı ve parlak ışıklı bir odada hasta üzerinde çok etkili bir psikoterapi seansı başlıyor.
Hastalar tam şu halde mekan ve zaman bakımından kısmen kafası karışmış, el titremesiyle (tremor) aşırı terleme görülyor. Bu şekilde hastalara arındırma ve yenileme metotlarına benzer bir yöntemler uygulanır. Seans sırasında hastalar uyanık oldukları halde herşeyi tamamıyla görebilirler ve duyabilirler. Fakat buna rağmen acı ya da fiziksel bir rahatsızlık hissetmezler. Hasta bilinci operatör doktorun: ‘Güçlüsünüz’, ‘Cesursunuz’, ‘Artık canlandırılmış insansınız, bundan sonra tekrar alkol ya da madde kullanmazsınız’ gibi yönlendiren sesini kaydeder. SEPT seansından sonra hasta 2-3 saat uyuyor. Uyandıktan sonra kendini yeniden doğmuş gibi hisseder. Bu trans durumunda alkole ve uyuşturucu maddeye olan isteği kaldırılır.
Telkin amacı, kişiliğin yüceltilmesi ve iradeli Ben’in yeniden canlanması ile alkole ve uyuştutucu maddeye olan isteği kaldırmaktır. Hastanın madde bağımlılığından kurtulması ruhsal bir canlanma olmadan mümkün değildir. SEPT hastanın uyuşturucuz bir hayat sürmesi ihtimalini artırır, herhangi bir durumda tekrar madde kullanmaya başlamasını önleyerek kendine güven duygusu kazandırır.
Hac uygulaması psikolojik bağımlılığı ortadan kaldırmanın Stres-Enerji Psikoterapisi’nin yerine geçebilir son bir aşamadır. Bu yöntemde Kurtuluş Dağı’na yürüyüş, Ala-Bel dağ geçidinin eteklerinde başlıyor. Hastalarımız 5 gün boyunca sırtlarında “ruh taşıyla” 250 km’lik mesafenin üstesinden geliyorlar. Bu anlamda hastalarımızın nihai hedefi Taştar-Ata Dağı’nda ruhsal arınma ile Kurtuluş Ritüeli gerçekleştirmektir.
Hac uygulaması esnasında psikoterapist ile bir eğitmen dıştan bakan gözlemci konumunda hastaya eşlik ediyor, gerektiğinde yardımcı oluyorlar.
Hastalarımız ritüel esnasında 15 gün boyunca psikolojik yöntemler uygulayarak olumsuz duygularını aktardıkları dağ taşını höyüğe doğru atıyorlar. Bu taşa sembolik olarak “ruh taşı” denir. Atılan taş, psikolojik düzeyde acı veren durum arasındaki bağlantıyı keser.
Bunun sonrasında hastalarımız alıc dallarına çaput bağlarlar. Vadide doğal olarak yetişen alıcın dayanıklığı gibi özelliklerine sahip oluyor. Alıç dalına çaput bağlayan hastamız bilinçli veya bilinçsiz olarak hastalığının kısır döngüsünü kırarak bu şekilde basınçtan kurtulmuş oluyor.
Ritüelin sonunda hastalarımız geçmişte yaşananları ya da illetleri hatırlatan giyim eşyalarını yakarlar. Olumsuz yaşananlar küle dönüşüyor böylece. Kurtuluş Ritüeli hareketleri hastanın bilinçaltına yerleşerek bu sembollere zihinsel olarak tekrar dönmesine neden oluyor. Tüm bunların psikolojik remisyon üzerinde olumlu etkisi bulunmaktadır.
250 km’lik bu yürüyüş, hastalarımızın kendilerinin güçlü yönlerini keşfetmelerini, özgerçekleştirimini sağlamasını, kendi gücüne inanmasının yanı sıra kendi eylemlerinin sorumluluğunu almasını hedeflemektedir.
Organizma dağlık bölgede oksijen yetersizliğinden dolayı hızlı bir şekilde çevreye uyum sağlamak zorundadır. İnsan vücudundaki fizyolojik sistemlerle metabolizma aniden değişime uğrar. Beynin uyuşturucu altında bozulan zevk merkezinin normale dönüşünü sağlayan etkili bir uyarı verilir.